Kategoriler |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİR HOYRATIN HİKÂYESİ
Bir Hacı’nın evinde yılan varmış. Her sabah
ona bir leğende süt verirmiş. Yılan, sütü içtikten
sonra, yerine bir altın lira kusarmış. Hacı liraları
toplayarak, birkaç yılda büyük bir tüccar olmuş.
Günlerden bir gün, yaşlı adam Hacca gitmek
ister. Bu yüzden oğluna:
-Yavrum, sen de, baban gibi evdeki yılana
kendi ineğimizin sütünden bir tas ver, sakın da
kimseye söyleme, demiş.
Oğul ise “babam ne kadar akılsızdır; işte yılanın
çıktığı yer belli. Orayı kazıp bütün liraları
çıkarır, sonra da yılanı öldürürüm” diye düşünmüş.
Böylece oğlan yılanı beklemeye koyulur, yılan
çıkınca öldürmek isterken, onu yaralar. Yılan
da dönüp oğlanı sokar ve zehiri ile öldürür. Köydekiler
hacının oğlunu toprağa verirler. Hacı köyüne
dönünce onu karşılayan olmaz.
Olup biteni köylülerden öğrenir. Eve varınca, yılan
baş uzatıp söylenir:
-Hain insanlar! Sen de artık bu diyarlarda
kalmayacaksın, burayı terk et, yoksa kendini de
ölü say, demiş. Hacı ise:
-Ama ben bir şey yapmadım ki, der.
Yılansa cevap verir:
-Ama senin öğütünle bu iş oldu. Belimden
yaralıyım der ve ekler:
Yara yeri,
Sızıladır yara yeri,
Ne mennen (benden) ğam tükeni (r)
Ne sennen (senden) yara yeri...
Benim yaram iyileşir, fakat ona baktıkça hatırlar,
seni de sokmak isterim. Sen de oğlunu hatırlayınca,
beni öldürmek istersin. Senin gitmen,
her ikimizinde yararınadır.
Her hikâyenin bir hoyratı, her horlatın bir
hikâyesi vardır.
İsmail Serttürkmen
|
|
|
|
|
|
|
Bu site kuruldugu gunden beri 7. 100075 ziyaretçi kişi burda oldu!!! |
|
|
|
|