Şehitler Ölmez
   
  Kopuq Kérkük xD
  Irak Türklerinin Dil Kültürü
 

 

IRAK TÜRKLERİNDE, DİL, KÜLTÜR VARLIĞI
ANALİZ
Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ
 
Irak’ta Tarih öncelerinden yaşamakta olan, 4 milyona yakın büyük bir çoğunluk oluşturan Irak Türkleri bugün Kerkük şehri Erbil, Musul, Altunköprülü, Telafer, Tuzhurmatu,, Kifri, Diyala, Hanekın, Mendili gibi birçok yerler, topraklar Irak Türklerinin kültür, edebiyat ve sanat merkezi sayılarak, temiz kutsal toprakları olarak tanınmaktadır, Irak Türkleri Kerkük, Musul’un batısında yer alan ve nüfusları yoğun olarak önemli bir yerleşme merkezilerinden Telaferden, Bağdat’ın güneybatısına uzanan Irak Türkleri bu topraklarda tarih öncelerinden yaşamaktadırlar, Bu toprak, yerlerimizden Musul, Erbil, Altunköprü, Tuzhurmatu, Kifri, Şebek, Karakolu, ve Bayat oymakları, Türk boyları, aileleri Irak’ın güney, kuzeyinde, batısında, doğusunda yaşadıkları yöreler gibi birçok köy, il, ilçe, kasaba, bucaklarda bulunmaktadır, Irak Türklerinin yaşadıkları topraklar  büyük coğrafyayı kapsayarak, önemli petrol yataklarını içermektedir, ve Irak’ın ekonomisinin şah damarını oluşturmaktadır.
 
Ayrıca Irak Türklerinin kutsal yerleri, veremli toprakları zengin, bereketli tarım arazileri ülkeye dehada fazla gelir elde etmektedir.
Irak Türklerinin ekonomik, petrol zenginlik geliri yanında, Kültür, Edebiyat, sanat konusu bir başka özellik taşmaktadır, Irak Türkleri tüm iktidarlar, dikta rejimlerinin baskı, işkencesine maruz kalarak,
öz Türkçe dillerini özgürce konuşmak, öğrenmek için dergi, gazete kitaplar yayınlamak yasaklanmıştır.
 
Irak Türklerinin ekonomik, petrol zenginlik geliri yanında, Kültür, Edebiyatı konusu da başka bir özellik taşmaktadır. Irak Türkleri tüm iktidarların, dikta rejimlerinin baskılarına karşı Türkçe eğitim görmeden, her dönemde yasaklılık uygulanmıştır, Tüm baskı, işkencelere rağmen, Irak Türkleri Türkçe okumayı, öğrenmeyi özel olarak, kendi kendilerine gizli olursa bile öğrenmişlerdir, Türkçe dillerini, gelenek, göreneklerini folklorlarını, kültürlerini, milli politika tarihlerini, bilmece, bulmaca, deyimlerini, çocuk oyunlarını, ninnileri, atasözlerini yorularak, çalışarak kendi yetenekleri ile günümüze kadar yaşayan halk dilinden coşarak, aile içinde yerleşen atalardan ana, babadan, dedelerden çocuklarına, oğullarına geçerek, bugüne kadar yaşamaktadır, baskılı, korkulu dönemler okullarda öğrenim olmadan, hiçbir Türkçe kültür kurumunun olmaması dolaysıyla, iktidara gelen rejimlerin, özellikle 35 Saddam Baas Partisi döneminde sansür uygulanmıştır ve Türkçe eğitim, türküler, şarkılar Türkiye Türkçesiyle konuşmak bile yasaklamıştır, bu baskılara, idam, hapishanelere rağmen, Irak Türkleri kendi dilini edebiyatını milli siyasi tarihini kanıyla, canıyla savunarak, koruyarak sürdürebilmiştir ve her bir alanda aydın, politikçi, kültürlü, yetenekli şairler, yazarlar, araştırmacı, ressamlar, hattatlar ve müzisyen ses sanatkârları büyük adamları yetiştirmekle, güzel içli hoyratları, şarkı, halk türküleri her yerde tanınmakla dillerin destanı olmuştur.
 
Irak Türklerinin Halk Edebiyatı bütün kesimler tarafından tutularak, ön planla çıkmıştır, böylece yüzlerce yetenekli kültürlü, edebiyatçılar: her bir çağda önemli verimlerini, ürünlerini milletimize sunmuşlardır.
 
Irak Türkleri tarihten önce, tarihten sonra günümüze kadar büyük bir millet olarak, her türlü alanda ilerleyerek, uygarlık, demokrasiyi severek, varlı kültürüyle, edebiyat, sanatıyla içli şiarlarıyla, milli duygulu hoyratlarıyla, ses sanatkârları ile, şarkı, türküleri ile tanınarak, değer kazanmaktadır.
 
Irak Türkleri parlak, üstün varlı, zengin geçmişiyle büyük devletler, beylikler kurarak, kahramanlıkla, yiğitlikle tanınarak, halk edebiyatı, kültür sanat alanında çok sayıda şairler, yazarlar, ses sanatkârları yetirerek örnekleri günümüze kadar varlı canlılığını yaşatmaktadır.
Irak Türkleri milletimizin üstün çalışmalarıyla tarhımızı, milli davamızı  korumaktadır.
 
Irak Türkleri Türkçe konuşma, halk deyimleri dilinin zenginliğiyle anlatması, tüm Türk dünyasının görüşlerine bağlı olarak, dini inanç, milli görenek, geleneklerine bağlılıkla Irak Türk hikmet dolu sözleriyle, annelerinin çocukları için söylemiş olduğu ninnilerini, yaktıkları ağıtları daha birçok temaları, bütün iç gönül coşkusuyla heyecan dolu halk edebiyatımız kuşaktan, kuşağa dile getirmektedir.
 
Irak Türk Halk edebiyatımızın tek ürünleri milletin yaşadığı birçok olaylardan, sevinçlerden, üzüntülerden, baskılardan, acı, işkencelerden, savaş felaketlerinden, salgından, idam, hapishane üzüntü, özlemlerden ve Türk milletinin elde ettiği başarı utkulardan kaynaklanarak, altın değerinde sözlerle işlenmiştir, bu deyimler edebiyat örnekleri atasözlerimiz, hoyratlarımız, dörtlüklerimiz halkın ağzında söylenerek incelenmiştir, tarih boyunca yerini alarak, değerini kazanmaktadır. Üstün dengesini bularak, günümüze kadar yaşlı annelerimizin, dedelerimizin ağzından tüm halk ürünlerimiz derlenmiştir.
 
Irak Türk halk edebiyatı anne, babaların, nine, dedelerinin yaşlıların düzgün biçimde düzülmüş şiir, hoyrat gibi Türk dilerimizden dünlerimize, bugünümüze ulaşarak bir zengin varlı edebiyat kaynağı olarak yazı dilimizde yer almakla büyük Türk edebiyat yazarları halk şairleri tarafından bizlere ulaşarak, iki tür edebiyatta bölünmektedir.
Eskiden atalarımız tarafından söylenen dillerden dilimize gelerek halk edebiyatımız, düzenli düzülerek şiir gibi tarzlarda işlem yaparak uslarda kalmak üzere günümüze kadar yetişmiştir bu ürünleri, bu insanlar milletler tarafından ilgi görerek, önem taşmaktadır, Hoyrat, dörtlüklerimiz yedi heceli olmakla, Kerkük, Erbil, Telafer, Altunköprü, Kifri, Tuzhurmatu, Tazehurmatu gibi Türk yerlerinde beşik başında çocukları büyütmede söylenen maniler dörtlüklerdir
 
Bu verimli ürünler Irak Türklerinin tanınmış bir tür halk edebiyatıdır. Bugün eski Türkülerimize kullanan, söylenen sözler anne dilerimizde kullanan temiz Türkçe sözlerdir ve düzenlenen, söylenen şiirlerle söylem türkülerimiz tam olarak, bir düzen biçimi almaktadır, bu sözlerde türkü, şarkılarımızda içli olarak, söylenmesinin tek nedeni Irak Türklerinin günümüze kadar yaşamız oldukları acı durumlarını, işkence, çilerini baskı özlemlerini yansıtmaktadır. Büyük Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kadar Türkler hiçbir mutlu, sevinçli özgür gün görmediler, Söylenen dilden, dile gelen halk edebiyatımız, dert, acı, çile dolu ürünler olarak, yerli uslarda kalarak, çok iyice ses sanatları tarafından kullanarak, tutulmaktadır, bu ürünler milletimiz arasında ilgi çekmektedir, önem taşmaktadır, bu hoyrat türkülerimiz Irak Türklerinin halk edebiyatının altyapısını oluşturarak, Eski halk türkülerimizde kullanılan ve yaygın düzenli olarak söylem, kafiye, ölçü düzen biçimi sağlayan en çok yedi heceli mani, cinaslı hoyratlarımızdır, dörtlüklerimizdir.
Ayrıca şiirlerimizde sekiz, dokuz, on ve en yaygın olan on bir, on dörttür, on altı heceli ürünlerle şiir türleri görünmektedir.
 
Irak Türkleri çocuk halk edebiyatına çok önem vererek folklor dünyasını aşarak birçok çocuk şarkı, manileri, türküleri, oyunları, tekerlemeler, ninniler, masallar, okşamalar, hikâyeler, güzel şiirlerle süslenmektedir
 
Irak Türklerinin çocuk halk edebiyatı, folklor eskiden ön sırada görünmekteydi, şimdi bunların yerlerini bilgisayar, televizyon öteki araçlar almaktadır.
Hiçbir dünya yüzünde eşi bulunmayan Irak Türklerin halk edebiyatının tek kimliği sayılan hoyratlarımız, Irak Türk halk şiirinin en güçlü, önemi anlam taşan örneğidir.
 
Hoyrat söylenen bu halk edebiyatımızın türü en önemlisi eskiden okul görmeyen yaşlılarımız tarafından söylenen hoyratlardır, Hoyratlarımız yedi heceli olarak, 1., 2, ve 4. dizelerinin kafiyeli olarak 3cü mısra kafiyesizdir, en çokta hoyratlarımız cinaslı olmaktadır, birkaç anlam taşmaktadır, ve karşılıklı olarak söylenmektedir, bir tür hoyratta cinaslı olmayarak mani dörtlükleridir. Bugün hoyratlarımız Irak ve dünyada tanınmaktadır ve Irak Türklerinin ağzında hoyrat, makam ile söylenerek tanınmaktadır bu makamlardan Bayat, Nihavenbd Saba, Rast, Urfa Divanı, Deşt, Muhalif, Sigah makamı ve bilindiği gibi birçok makamlarda yerli şivede mayan okunmaktadır, Özgünlük, özlem dolu uzun havalar biçiminde yirmiden fazla değişik makam, hoyrat usulleri ile büyük tanınan ses sanatkârları tarafından okunmaktadır. .
Hoyrat usullerinden Kesik, Beşiri, Korda, Yetimi, Deli Hasan, Yolcu, Nöbetçi, Karabağlı, Kızıl, Ömergele, İskender gibi bu hoyrat usulleri eski güzel sesli Irak Türk sanatkârları güzelcesine makama bağlı olarak okumaktadır, aynı zamandan makamdan, hoyrattan sonra ayni makamla türkü, şarkıda söylenmektedir, tanınan hoyrat, makam, türkü, şarkı ses sanatkârlarımızdan. Mehmet gül boy, Şaltah, Reşit güle Rıza, İzlettin Nimet, Molla Taha, Molla Abut, , Sime berber, Sıdık Bende Gafur, Faik Necar, Mustafa Kalayı, Fetrettin Ergeç, Cemil Kapkapçı,  Şevket Erbil’li, Rıza Abu, Şükür Hanzad, , Haydar Erbil’li, Topal Hama, Şükür Bağvan .
Günümüzde tanınan ses sanatkârları ise Heba, Abdul Vahit Küzeci, Kerkük Kızı, Yaşar Mustafa Kemal, Fethullah Altun ses, Mehmet Kuzeci, Talat Sönmez,  Salim Fetah,  Abdulrahman Kızılay,, Ali Kalalı,  Mehmet, İbrahim Rauf, Teshin Kerkük oğlu, Zeynep Demirci , Satıh Köprülü, Yasin Yahya, Mehmet Kasım, Sami Celali, Rıyaz Kahraman, Hamit Tuzlu, Ali Bena, Ercan Şehab Ahmet, Mehmet, Yaşar İzzettin Nemet,  Hasan Necar, Mehmet Ahmet Erbil’li, Behçet Gamgin, Yılmaz Erol,  Yunus Hattat, Abid, Sinan Köprülü , Necdet Kifirli, Abdulrahman Gör ses, ve başkaları
 
Irak Türklerinin Hoyratlarında milletimizin iç duygulu gönlünü coşturan güzel dünyasıyla bağlantı kurarak geçmişe, geleceğe özlem, acı, üzüntü duyarak, hayal kırıklığı, pişmanlığı, aşk, umudu, dileği, arzusu, sevinci, özleyişi, bekleyişi, bayrak, toprak sıla, vatan, millet çile acısını yansıtarak söylenmektedir, esinler iç duyguyla gönülden gelerek  yazılmaktadır..
Hoyratlar cinas sanatını işleyerek, türlü anlamlar taşıyarak, güç vererek, birlik, beraberlik uygulayarak, umutlar peşinde koşmaktadır, hoyratlarımız bitişen cinas tamamlanan cinas, birleşen, eksik cinaslarda vardır, Halk Hoyratlarımız edebî deyimleri. Görüntüleri gelenek, görenek, bilmeceler, atalar sözü, Fıkraları, iyi, beddualar duaları, dilek ve arzuları, acıları, çileleri günümüzde milli konuları toprak, vatan, gurbet, bayrak, millet konuları güzel gündeme getirmektedir, bir çok milletler tarafından ilgi çekmektedir.
 
Irak Türklerin kültür, edebiyatı tüm baskılara, haksızlıklara, işkenceye rağmen edebî ürünler vermeye canını, kanını vererek milli davasını sürdürerek, çok sayıda büyük yazar, kültür adamları yetenekli şairler yetirmişlerdir, her bir dönemde, ölüme baskıya karşı durarak, Türkiye’de edebî akımları büyük yazar, şairlerin yapıtlarını okuyarak, kendisini geliştirmeye çalışarak, milli yolundan, ataların izinden saptırmadan, tarihlerine, dillerine sahip çıkmışlardır.
Irak Türklerinin zengin edebiyat, kültürünü, türkülerini dünyanın her yerinde tanıtılarak yaymışlardır. O dönemlerde eski göreneklerinden, gelenekten kopmayarak çok başarılı denemeler beğeni kazanarak milli görevlerin başarmışlardı.
Irak Türklerinin edebiyatında şiir alanında öz be öz Türkiye Türkçesi ile sadeleşme ve yenilik hareketlere önem verilmiştir, Arap Farsça sözcülerin yerine Türkçe tümceleri sözcüleri seçerek kullanmaktadırlar, böylece Irak Türkleri Aruz eski edebiyat yerine Türk hece tarzını yedili, sekizli on birli heceleri kullanarak, bunun yanında tüm edebiyat türlerini başarmaktadırlar. Eski aruz klasik edebiyatımızda Fuzuli, Ruhi Bağdadı, Kabil, Nevruz kedim, Hicri Dede, Mehmet Sadık, Nazım Refik Koçak, Hıdır Lütfi, Mehmet Rasih Öztürkmen, Osman Mazlum gibi şairlerimiz  ön sırada göre biliriz. Eskiden olduğu gibi, bugünde baskılara karşı eski Türkçe olarak yayınlanan birçok dergi, gazetelerimizde edebî yapıtlarımız, şiirlerimiz, yazılarımız, öykü, Roman, oyun ve tiyatro, piyes, çocuk edebiyatımız yaşayarak canlanmaktadır,
 
 
Irak Türklerinin edebiyat, kültürü, dili eski dönemde olduğu gibi, 1958 tarihinde Beşir gazetesiyle 1959 da kurulan bir saatlik Türkçe yayım yapan Bağdat Türkmen radyosu ve Bağdat’ta kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın aylık edebî, kültür (Kardeşlik) dergisi yayın hayatına geçmesi Irak Türklerinin edebiyat, kültür tarih açısından en önemli bir dönüm noktası sayılmaktadır, çok büyük yazar, şairlerimiz yazdıklarını bu milli davamızı ilk defa olarak canlandıran Kardeşlik dergisi olmuştur, böylece kıyıcı Saddam önde gelen liderlerimiz Albay Abdullah Abdulrahman,  Dr Necdet Koçak, Dr Rıza Demirci, Adıl Şerif’i idam emekle bu büyük milleti susturur diye baskılar, idamlar, hapishaneler uygulamasına karşı dilimizi, kültürümüzü, edebiyatımızı gizli olursa bile öğrenmeye çalışarak, yorularak çok sayıda şairler, yazarlar, kültürlü aydın insanlarımız tüm baskıyı aşarak, ölümden korkmadan milli davalarına devam ederek, Türkçe dillerini kurumuşlardır.
 
Kardeşlik dergisi çıkışından bu yana büyük baskı dönemlerinde bile gençler, ve yeni yetişen kuşaklar için büyük bir ana okulu sorumluluğunu üstlenerek, milli görevini almaktaydı, kardeşlik ocağında çalışanlar Mehmet Haç İzzet, Şehit Abdullah Abdulrahman, şehit Dr Rıza Demirci, Abdulkadir Süleyman, Celal Nakip, Avukat Habib Hürmüzlü, büyük Ses sanatlarımız Fahrettin Ergeç, Dr Ali Merdan, Dr Enver Merdan, Hakkı İsmail, Tehsin Behçet, Fuat Hamdı,  ve başkaları hepsi birden dava adamları gönüllü mücadeleci Türkler idiler, dergide yazanlarda Ata Terzi başı, Ali Maruf Tuzlu, Vahdettin Behaddin, Fazıl Mehdi Bayat, Muhsin Behçet Köprülü, Hani Sahip Tuzlu, Mevlit Taha Kayacı, Mehmet İzzet Hattat, Hasan Görem, Mustafa Reji oğlu,  Mehmet Bayat, Rıza Demirci, İhsan Vasfi, Mehmet Hurşit Dakuklu, Salah Nevruz, Mehmet Hurşit Dakuklu, Reşit Ali Dakuklu, İsmail Sert Türkmen, Nesrin Erbil, Sadun Köprülü, ve başkaları, kıyıcı Saddam döneminden sonra mücadelesine devam eden Kardeşlik dergisi bugün mücadelesini şair Mehmet Ömer Kazancı sürdürerek Nusrat  Merdan,  Kahtan Hürmüzlü, Adnan Sarı Kahya, Kasım Sarı Kahya, Hamza Hamamcı,  Aydın Kerküklü, Faruk Köprülü, Ekrem Kerküklü, Sabır Demirci, ve başkaları kıyıcı Saddam döneminde baskıya uğrayan Bağdat Kardeşlik dergisi Türkiye İstanbul’da Kerkük vakfı tarafında sayın ağabeyimiz İzzettin Kerkük, Dr Suphi Saatçi tarafından Kardeşlik dergisi yayınlanmıştır, yazarlarımız Erşat Hürmüzlü, Acar Okan, Dr Mahir Nakip, Refet Yolcu, Aziz Kadır Samancı, Mehmet Tütüncü ve başkaları ayrıca uzun süreden Sayın ağabeyimiz Dr Nefi Demirci tarafından Kerkük gazete İstanbul’da yayınlanmıştır gazetede Dr Ekrem Pamukçu, Dr Aydın Bayatlı, Savaş Avcı,  ayrıca 1972 tarihinde Dr Nefi Demirci Kerkük bültenini yayınlamıştır, bunlara benzer dergi, gazetelerimizde yanlanan bir çok kitaplarda Irak Türklerinin edebiyat, Kültürüne, sanatına önen verilmiştir, Türkmen radyosu ve Saddam döneminden sonra yerli radyo, Televizyonlar ve Türkmeneli uydu Televizyonu bu kutsal görevini dilimiz, edebiyat, kültürümüz yolunda, Türkçe okullarımız milli görevlerini mücadelesini üstün başarıyla sürdürmektedirler.
 
Irak Türklerini edebiyat yeni anlayışı günümüzde yaygınlaşması ve bu alanda çok sayıda şairlerimiz görmekteyiz. Eski tarz şiir yazar şairlerimiz milli, toplumun geleneğine bağlı kalarak, ünlü şairlerin yazarların bu yeni alkım harekete destek vererek dahada başarılar elde etmekle bu yeni akımı canlandırılarak, çokta hızlandırmıştır.
Artık bu çalışma sonucu Irak Türklerinin Kültür Edebiyat ve Sanatı dalında çeşitli edebî türlerde uzun yıllar çabalar gösteren tanınan yazar, şairler, sanatkârlar büyük boşluğu doldurmuşlardır, bu verimli milletimize katkıda bulunan bu verimli kalemleri saygı ile anarak kutlarız.
 
Saddam dönemi Irak Türklerinin edebî, sanat, kültür verimleri baskı, işkence politikası nedeniyle gizli olarak hep saklı, gizli kalmaktaydı, her türlü nedenlerle bu kıyıcı rejim Irak başına gelen önceki iktidarlar, diktatörler gibi bu zengin kültürlü, tarihi yüce milletimiz yok sayarak, asimilasyona uğrayarak her türlü soykırım, katliamlar uygulamıştır, Televizyon ve Irak Türklerinin 1 Şubat 1959 tarihinde kurulan radyoda Türkiye Türkçesizle konuşmaları yazı dilinde bile tam olarak Osmanlı dilini kullanmayı çoğunluk Türkçe sözcüklerin yerine Arapça sözcükler baskıyla uygulanmıştır, Türkçe kitaplar, türkü, şarkılar bile yasaklanmıştır. Ve Türk dilini, ve edebiyatını, kültürünü, tarihini izleyenlerde idam olarak, hapishanelere atılmıştır.
 
 
Irak Türkleri 85 yılı aşkın kendi ana dillerinde eğitim ve öğretim yapmaktan yoksun düşerek, yeni göz açan çocuklar anne baba dillerinden başka bir dil bilmeyerek, okullarda Arapça yi zorlukla, baskıyla öğrenmelerdir, ve bu alanda çok sayıda uzmanlar yetişmiştir, bunun yanında tüm engellere baskılara rağmen gizli olsada aydın insanlardan anne babalarından ve Türkçe dilini iyi okuyup bilenden evlerde eğitim alarak,  bu alanda çok sayıda yazar, şairler yetişerek, büyük yapıtlar hizmetler sunmuşlardır, bundan tanınan büyük halk şairimiz Mustafa Gök kaya gizli gece okullu açarak, Türkçe dilini öğrenmişlerdir ve birçok sayıda insanlar kendi dillerini gizli olarak öğrenerek öğretmişlerdir.
 
 
Bugün Irak Türkiye sınırında olduğu gibi Türkçe dergi, gazetelerin kitaplarının Kerkük Türklerine sokulması yasaklanarak, önceleri Saddam döneminde ve birbirini takip eden kıyıcı, dikta rejimlerin Irak Türklerine uygulamış olduğu baskı asimilasyon sonucu Türkiye’deki Türkçe yayınların Irak’ Türklerine sokulmasına izin verilmemiştir
Ve yazı dilinde, Türkiye Türkçe’sini kullanan Irak Türklerine edebi kültürel sanat kaynaklardan uzaklaştırılmışlardır.
 
 
Irak Türkleri Osmanlı İmparatorluğu döneminde Divan şiirinde Aruz ölçüsü uzun süre kullanmışlardır
 
Divan şiirinin ölçüsü aruzdur, Aruz tarzında açık ve kapalı heceli olarak çeşitli kalıplara sokularak, düzenli biçimde sıralanır, Şairler şiirlerini seçtikleri kalıba uymak dizerek, önceleri Aruz esas olarak hecelere dayanarak, uzunluğunu kısalığını göz önüne şiir tarzını iyice uygulama ölçüsüdür.
 
Irak Türkleri İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra okul, eğitim, cami kültürü ile yetişen şairlerimiz Arapçayı, Farsçayı edebiyat dili olarak benimseyerek, yazılan şiirlerimiz aruzun tarzına edebiyatına da girmiştir. 
Aruzda heceler uzun ve kısa ikiye ayrılır, Uzun heceler çizgi (-) kısa heceler nokta (.) ile gösterilir. Uzun ve kısa heceler çeşitli biçimlerde yan, yana gelerek kalıpları oluşturur, Bu kalıplar fâilâtün, fâilün, mefâilün ve benzeri değişik adlarla anılır, Aruz ölçüsüyle şiir düzmek sözcükler kalıplara uymak gerekirdi, ses özelliklerini bozmadan iyice biçim vererek kullanılırdır, Aruz ölçüsünde hece ölçüsündeki gibi duraklar yoktur, Dizelerdeki hece sayıları eşit olmayabilir, Dize sonlarındaki heceler kısa da olsa uzun olurdu Aruz tarzını kullanan şairlerimi ise Fuzuli, Nesimi, Ruhi, Kabil, Mehmet Sadık, Hicri Dede, Hıdır Lütfi, Osman Mazlum, Celal Rıza Tisinli ve başkaları.
Aruz tarzında yazılan şiirlerin yerin hece tarzı ve halk ağzı olarak terli şiveyle yazılmaktadır,
 
Irak Türkmenleri arasında günümüzde halk şiiri özellikle de hoyratlar önem taşarak, her alanda söylenmiştir, söylenmektedir.
 
Halk şairlerimizin vermiş oldukları ürünler Türk konuşma dilimizden yüzlerce yıl öncelerlerden günümüze ulaşmıştır.
 
Halk yerli dilimizde yazılan hoyrat ve manilerde
 
çok başarılı olmuşlardır. Türkçe okuma, yazma eğitimleri kendi ana dillerinde yasak olarak, Irak Türkleri kendi konuşma dilinde yazılan ürünlerden hoşlanarak, benimsemişlerdir,
 
Özellikle hoyratlar halk edebiyatımızın simgesi olmuştur. Hoyratlar halk şiirinin en sevilen türü sayılarak halkın duygularını okşayarak, Her olay karşısında tepkilerini kolay ve etkin şekilde dile getirmektedir.
 
 
Halk şiirimiz ise nazım biçiminden çok türleri vardır halk şiirinin türlerini oluşturan hoyratlar koşma, destan ve türküler için nazım şekilleri açısından uygulanacak bir kural yoktur. Yani yukarıda saydığımız türleri birbirinden ayıracak belli kurallara oturtulmuş nazım biçimleri yoktur. Nağmeleri ve makamlarıyla ayrılır derken aynı gerçeğe parmak basar.
halk şiirinde tip olarak gerçekte iki tür vardır, Mani ve Koşma, Öteki türler Mani'ler tek dörtlükten oluşan ve kafiye düzeni değişik halk şiiri türleri ne uymayan, bir bütünlük yedi heceli bir halk şiiri türüdür. Anonim halk şiiri içinde önemli bir yer bulmuştur.
Mani'lerin çoğunlukla dört mısradan oluştuğunu söylemiştik. Bu tür manilerde birinci, ikinci ve dördüncü mısralar birbirleriyle kafiyeli, üçüncü mısra ise serbesttir, Maniler genellikle dört mısradan kurulu ise de bazen 5, 6, 7, 8, 10, 14 mısralı manilerle de karşılaşmaktayız.
Kerkük Kahvelerinde söylenen cinaslı hoyratlar en çok ramazan ayları, Sini Zarf Düğünlerde karşılıklı olarak söylenmektedir.
Maniler kolay makamlı, veya konuşma üslubundaki gibi yerli olmaktadır.
Manilerin bazıları da türkülerin içinde, destan ve ağıtların sonlarında da yerleştirilmiştir.
Halk edebiyatı yazarları, Halk edebiyatı nazım biçimleri içinde en çok işlenen ve en çok sevilen türün koşma olduğunu belirlenmiştir. Âşık edebiyatında aşkı, acıları, üzüntüleri, özlemi, gurbetİ, doğayla ilgili duygulanmaları anlatmak için hep koşma türünden yararlanılmıştır.
Koşmalar hece vezniyle (6+ 5) ve hece vezninin (4+4+ 3) duraklı kalıbıyla yazılır. Dörtlükler ise 3 ve 5 arasında değişir. Son dörtlükte âşık ise sevgilisini kendi sıla, toprak özlemiyle mısralara yerleştirir.
Koşmaların ezgiyle söylenmesi için de iki mısra arasına terennümler yerleştirilir.
Türk Halk Edebiyatında destanlar uzun bir örgü içinde bir olayı hikâye içine yerleştirme başkalarına yakından anlatma sanatıdır, Destan kelimesi En uzun nazım biçimi olan destan hece tarzının, vezninin genellikle on birli kalıbıyla ölçüsüyle yazılır. Bazı destanlarda dörtlük sayısının yüzü geçtiği görülmüştür, çoğunluk destanlar yiğitlik, kahramanlığı işlemektedir.
Edebiyatımızda destan yanında, halk türkülerine önem vererek, her çağ dönemde değerini kaybedemez, Türküler anonimleşen bir nazım biçimi olarak, hızlı bir süre içinde yaygın olmaktadır, Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşmaktadır. Türkülerdeki dörtlüklere Bent adı verilir. Nakaratlar, halk dilinde bağlamalarla, Ninniler, Çocuk Türküleri, Doğa Türküleri, Aşk Türküleri, Kahramanlık ve Askerlik Türküleri, Tören Türküleri, İş Türküleri, Karşılıklı Türküler, Ölüm Türküleri, Oyun Türküleri kapsamaktadır.
Halk şairlerimiz tarafından güzelleştirme yerli halk edebiyatımızda saz şairleri güzellemeye önem vererek yüreğinde, gönlünde kaparlaşarak coşmakla dağda, taşta, ovada, çayırda ceylanlara, ala, mavi, kara gözlere söylenmektedir. Genellikle geçimlerini sağlamak için köy, köy gezen ve her yerde saygı gören ve konuk edilen saz şairleri, gördükleri ilgi ve ikram karşısında gerek ev veya kahvehane sahibine ve kendisini dinleyen topluluğa o anda birer dörtlük söyleyerek, hoşlanarak, mutluluk, acılara rağmen yaşamayı güzelleştirirler kendilerini aşk adağı bulurlar.
Halk şiirleri, yüzyıllarca, kuşaktan kuşağa halkın dilinde dolaşıp günümüze ulaşmayı başarmaları ile önem verilmektedir, özellikle Hoyratlarımız ve bu halk şiirleri hoyratlar millet tarafından öyle beğenilmiş ki yazıya dökülmeden, dilden dile dolaşarak, günümüze kadar gelebilmişler. Âşıklar karşı tepkilerini sazları eşliğinde şiirler okuyarak, dile getirmişler, ve bu şiirler, ne kadar çok kişiye ulaşabilirlerse, o kadar iyi karşılanarak, önem alarak, değer kazanırlar, Dolayısıyla, bu tür güzel etkili şiirleri sayfalarınızda değil, yayınlamak isterseniz hiç çekinmeyin gönlümüzde, ağaçlarda, dallarda, yapraklarda, doğaya, cama onu yazınız, ilgileniniz, Yalnızca şiirleri veya şairler seviniz saygıyla karşılayınız, Bu tür halk edebiyatında tanılan şiir, hoyrat yazarlarımızdan Mustafa Gök kaya, Nasih Bezirgân, Reşit Ali Dakuklu, Felek oğlu, İzzettin Abdi Beyatlı, Ali Maruf oğlu, Seyfeddin Biravc, Kemal Bayatlı,Münevver Molla Hassun, Abdülaziz Semin Bayatlı, Bekir Ercan, Yılmaz İzzettin Abdi Bayatlı, Şahin Dayıkadır, Ganim, Erşat Muhtar oğlu, Nihat Akkoyunlu, Necmettin Esin, Sait Besim Demirci, Reşit Kazım Beyatlı, Remziye Habib Mayas, Firyal Müderris, Nihat Kuşçu oğlu, Nihat Bayraktar, Hacı Abidin, Reşit Akif Hürmüzlü, Mikdat Havdioğlu, Tevfik Celal Orhan, Reşit Bostancı, Hüsam Hasret, Nurettin Saatçi, Sabır Demirci, Halil, Sirvan Saçı uzun, Galip, Şina berber, Münir Kifirli,  Şemsettin Türkmen oğlu, Ümit Osman Köprülü, Rıza Çolak Rüştü Muhtar oğlu, Adnan, Mahmut Kasap oğlu, Sabah Kerküklü, Sabah Behlül, Kazancı kızı, Şemsettin Küzeci, Ali Yağmaz oğlu, Fevzi, İzzettin Tuzlu, Cuma Kasap oğlu, Sittar, Zenun Köprülü, Hamdi, Hazım, Talip Dakuklu, İlham Tuzlu, Sami Tütüncü ve başkaları
 
Irak Türkleri Aruz, Hoyrat, Halk şiirleri yanında Çağdaş Edebiyatı Serbest şiir alanında çok ilerlemeler sağlayarak, Türk, dünya edebiyatına büyük bir pencere açmıştır, serbest şiirde ara sıra kafiye uyak kullanarak, müziğe uygun tarzlı olarak yazmışlardır, çağdaş serbest şiir alanında çok sayıda Irak Türkleri arasında şairler yapıtlar yazmışlardır, ve çok değerli parlak üstün şairlerimizden Salah Nevres, Nesrin Erbil, Mustafa, Kadriye Zıyaı, Dr Abdulhalik Beyatlı, Salah Behlül, Vahap Tuzlu, Ümit Köprülü, ve başkaları.
 
Irak Türklerinin edebiyat kültürü, şiiri edebiyatının tüm türlerinde geniş biçimde başarılar kaydederek, Hoyrat Şiirin yanında öykü hikâye, roman, düz yazı, makale, analiz, eleştiri, Tiyatro, sanat edebiyatı gündeminde yerini almaktadır, en önemli romanlardan Gök Tepe, Kerkük gönlümde Aşk, Yüreğimde sızı, yazar Mehmet Ömer Kazancı, Nusret Merdan, Kasım Salihı, Adnan Sarı kahya Ali Maruf oğlu, Hamza hamamcı, Sübhiye Halil, Necat Kevser, Mehmet Hamzalı gibi tanınmıştır.
Yazı, analiz makale alanında ise çok sayıda yazarlarımız bulunmaktadır bunlardan Dr Suphi Saatçi, Ziyad, Ümit Köprülü, Dr Aydın Beyatlı, Dr Mahir Nakip, Erşat Hürmüzlü, Dr Nefi Demirci, İzzettin Kerkük, Fevzi Türker, Sadun Köprülü, Amir Karanaz, Dilşat Terzi, Aydın Maruf, Ali Koçak, Cengiz Bayraktar, Cüneyt Mengü, Habib Hürmüzlü,  Dr Ekrem Pamukçu, Hicran Kazancı, Orhan Ketene, Asif Serttürkmen, Aydın Aksu, Nermin Müftü, Mevlit kayacı, Aydın Kerkük ve başkaları, Tiyatro, piyes alanında Kızıl ay, ve Serve takımında ön sıralarda yer alanlar İsmet Hürmüzlü, Tehsin Şaban, Enver Mehmet Ramazan, Mehmet Cemal, Hüseyin Ali Demirci (Tembel Abbas) Aydın Kasap, Cemal Kerküklü, Hüseyin Ali Galip,  Melahat Kasap Yılmaz Bek oğlu, Ahmet Otrakci  ve başkaları yorgun. çalışmalarla çok sayıda piyesler, tiyatrolar sunmuşlardır, Irak Türklerinin edebiyatı yanında öteki dallarda gelişme göstermeler 1960 hızlı olarak değeri, önemi görünmüştür, Irak Türklerinin yazı dili ve yayınları 1958’de haftalık Beşir gazetesi ilk sayısında geniş yer almıştır, ilerlemeler, gelişmeler, çalışmalar artarak 1960’da Bağdat Türkmen Kardeşlik Ocağı’nın kuruluşuyla Kardeşlik Dergisinin yayın hayatına girmesiyle, Irak Türk edebiyatında yeni gelişmeler sağlanarak, yenilik ve çağdaşlık dönemi başlamıştır, ve daha güçlü ve sağlam düzeye ulaşmıştır, Bu dönem Irak Türkleri için edebiyat, kültür, sanat tarihinde en üstün başarılı sayılmaktadır. Bu dönemde tiyatro, piyes, araştırma, deneme, fıkra, sanat, resim, hat, hikâye, roman, yazı, folklor, eleştiri alanında edebî türlerde de aydın kalemler ve yetenekli edebiyatçılar saygıyla anılmaktadırlar, 1961 tarihinde yayına başlayan Kardeşlik dergisi Türkçe ve Arapça olarak iki dilde yayın yapmaktaydı. İlk önce Türkçe heriflerle yayın yaparak sonradan yeni harfler yasaklanarak, dergi eski Türkçe heriflerle baskılara rağmen sürdürülmüştür.
1978 tarihine kadar dava adamları milliyetçi Türkler tarafından güçlükle sürdürülen kardeşlik dergisi yayın döneminde Irak Türklerinin kültürü, edebiyat dergisi, gazetesi, yapıtı antolojisi ve Irak Türkleri için bir okul sayılarak, Türk dilimizi zenginleştirmede büyük görevini başarmıştır.
1978’de Bağdat Türkmen Kardeşlik Ocağına Saddam rejim Arap Baas partisi tarafından el konularak, rejim Irak Türklerine karşı duran Türk milletini sevmeyen kişiler ve satılmış kelamları iş başına getirmiştir. Bu defa kardeşlik dergisi devlet tarafından yayınını sürdürmekle milletin değil baskıyla işkenceyle Baas partisinin Saddam’ın devletin dergisi olmuştur.
Bu duruma karşı İstanbul’da bulunan değerli büyük yazarlarımız tarafından İzzettin Kerkük, Kerkük Vakfı tarafından Ocak 1999’dan beri yeni Türkçe heriflerle, İngilizce ve Arapça yayın yapmakta olan Kardeşlik Dergisi, kültür, edebiyat hayatımızda önemli katkısı olarak yazarlarımız Dr Suphi Saatçi, Erşat Hürmüzlü, , Dr. Ziyat Akkoyunlu, Erşat Hürmüzlü ve Bağdat’ta milliyetçi Irak Türkleri tarafından yayınlanan Kardeşlik devamı olmuştur.
 
Arap Baas partisi Irak Türklerini Türkiye’den koparmak için 24 Ocak 1970’de Irak devleti Türklere kültürel haklar tanımaya zorlanarak, Başta Kerkük Türkmen yerlerinde, bölgelerinde kültür haklar verilerek, eski Türkçe eğitim yapmaya karar alınarak, Bağdat’ta da Kültür ve Tanıtma Bakanlığında bağlı Türkmen Kültür Müdürlüğü kurulmuştur, Ve bir sene uygulan bu haklar hükümet kritik bir durum yaratarak, çok Irak Türklerini idam edikten sonra, birçoğunu hapishaneye atmıştır. Böylece okulları kapatılmıştır.
O dönemde Türkmen Kültür Müdürlüğü Yurt adında bir gazete, birlik sesi adında üç ayda bir dergi yayınlamıştır, ayrıca Türkmen şair ve yazarların eserlerini basmak ve dağıtmak yetkisi almıştır,  O tarihten sonra yayın hayatına başlayan haftalık Yurt gazetesi, Birlik Sesi dergisi devletin denetiminde yayın yaparak, eski Türkçe imlâsını bozuk, değişik bir biçimde, çoğunluk Arapça sözcülerle kullanmaktandır, bu durumda baskılar artarak, yayınlanan her yazı, edebiyatta sıkı sansür uygulanmıştır, buna rağmen Irak hükümeti Türk varlığını resmen tanıtma belgesi sayılmaktadır, Yurt gazetesinde temiz, yetenekli kalemlerde şiir, yazı yazmaktaydılar ve tüm şiir, yazılara sansür uygulanarak, milli duygudan, milli konulardan uzak tutularak, sonradan dağıtılırdı.
35 sene baskılı, işkenceli Saddam döneminde korkuya rağmen Halk dili ile birçok piyes, radyo ve televizyon oyunlarının yazılmıştır, Irak Türkleri  edebî ürünlerini Türk dünyasına tanıtmak için Irak dışında bulunan birçok milli dava adamları hızlı yoğun çalışmalarıyla tanınan büyük ağabeylerimiz yazarlarımızın bu uğurda katlandıkları uğraşı yetenekleri ile yapıtları milli görevlerini üstlenerek, Irak Türk varlığımızı büyük Türk milletine özverilikle tanıtmışlardır, bu alanda Irak Türklerinin İnternet bilgisayar Siteleri milli davamızı ön plana alarak çok büyük katlılarda bulunmaktadırlar. Ulu Tanrı yorulan, çalışan milletimizi sevene koruyan, tanıtan insanlarımızı korusun.
 
İkinci Körfez savaşında Irak’ın kuzeyi Saddam rejimine yasaklanarak 1990 tarihinde Erbil, Süleymaniye, Dahuk, Zaho, Kifri’de Irak Türklerinin Türkçe okulları, milli dava yolunda kuruluşları açılarak, faaliyetler tüm hızıyla yürütülmekteydi, TRT yayın başlatarak çok sayıda Türkçe gazeteler, dergiler yayınlanmıştır en önemlisi Türkmeneli gazetesi Türkçe bölümünü ilk defa yayınlamıştık önceleri Arapça, eski heriflerle olarak sonradan Türkçe Türkçesiyle yayınladık. Ve çok yazarlarımız, şairlerimiz şiirlerini yapıtlarını gün ışığına çıkarttılar bu yazarlardan, Mahmut, Adnan Kasap oğlu, Ömer Akbaş, İhsan Terzi, Cemal Öksüz, Tayfa, Diler, Amir Kasap, Selahattin Merdan, Azat, Seyfettin Küreci, Nihat İlhanlı, Munazil Sebzeci, Nurettin Musullu, Dilşat, Azat Terzi, Himdat Terzi, Sanan Ağa Kasap, Mehmet Reşit Tuzlu, Aydın Şakır Iraklı, Şirzat Şeyh Muhammed, Sami Hattat ve başkaları.
Saddam Rejimi düştükten sonra Türkmeneli gazetesi Kerkük Türk şehrinde Milli mücadelesin sürdürmektedir.
 
Bugünde yeni bir dönemde Saddam dikta rejimi düştükten sonra demokrasi getiren Amerika, Muhalif güçleri ve başka milletlerinin baskılarına asimilasyonuna rağmen Irak’ta artan baskı ve sansür uygulanmazına karşı, Irak Türkleri kan vererek, şehitler adayarak, kendi dillerinde özgürce bugün Türkçe eğitim görerek, çok sayıda okullar, tüm Irak Türklerinin yerlerinde, topraklarında, bölgelerinde açılarak, çocuklarımız, yavrularımız sevinerek ana dillerini kullanmaktadırlar, bugün Türkçe dilimiz yayında yayın, basın, dergi gazetecilik alanında yeni gelişmeler sağlanarak, tiyatro, oyunlar, piyesler, diziler, sanat, edebiyat alanında büyük yazarlarımız yetenekli insanlarımız, genç kalemlerimiz, erkeği, kadını, kızı ön sırada geceli, gündüzlü milletimiz hizmet etmektedirler, bugün Irak Türklerinin bütün kuruluşları ile, her bir alanda ilerlemeler, gelişmeler elde ederek, Türkmeneli Uydu Televizyonu büyük çapta hizmetler vererek, Irak Türklerinin sesini Türkiye, Türk dünyasına tüm dünyaya yetirmektedir, yetenekli, çalışkan verimli kan kardeşlerimizle. Irak Türklerinin edebiyatı, sanatı yeni dönemde tüm hızıyla canlanmaktadır,
Şahlanmaktadır milli mücadelemizle tam olarak aydınlık çağı başlamıştır
 
 
Irak Türkleri söylemiş oldukları türküleri manileri hoyrat şiirleri dert, gam, acı, çile, özlem vatan hasreti, gurbet, ağlayış konularını kapsayarak, yaşamış oldukları baskı, işkence dolu yaşamlarını yansıtarak, Irak başına gelen türlü rejimler onlara bir mutlu, sevindirici gün göstermeden, asimilasyon katliamlarla, soykırımlarla onlara göz açtırmadan, yok etmeye çalışmışlardır, tek nedende Türk olduklarından dolayı tüm engellerle karşı karşıya gelmişlerdir. 
 
 
 
Bizler Irak Türkleri olarak Kerkük deyince tüm Irak Türkleri, Türkmeneli toprakları demektir, Kerkük şiirleri, hoyratları, Kerkük türküleri dinlenince başka acıları, çileleri, baskı işkenceleri, özlemleri, üzüntüyü milli duyguyu, toprak hasretini acısını dile getirmektedir .
 
 
 
Perdeleri örtük
Lambaları sönük
Sırtında yıllar yük
Hatıraları kırık dökük   
Bir yer olacak orada
Adı "Kerkük"
Arif Nihat Asya
 
---------
Irak Türkleri Kerkük, Erbil, Musul, Telafer, Altunköprü, Tuzhurmatu ve başka Türk topraklarımız, yerlerimiz zenginliğiyle tanınarak, geniş kapsamlı folklor ve edebiyat, sanata sahip olarak. Şiir derinliğiyle, milli Türk duygusuyla, yerli halk müzik türkü coşkusuyla Kerkük Irak Türkleri bir bütünlük olarak, büyük eserler tarih boyunca ortaya atarak değer, üstünlük kazanmıştır.
 
Yazılan söylenen bu hoyrat türü  şiirler, dillerde canlılığını dağıtan, yansıtan, gösteren acı hüzün, ayrılık, çile, özlem, üzüntü dolu türküleri büyük bir Türk milletinin var olduğunu büyük devletler, İmparatorlar kurarak uygarlık, demokrasi getirdiğini tüm insanlara, dünyaya belli etmektedir, Irak Kerkük Türklerinin şiirleri, hoyratları ve içli türküleri uydurma, yapılma olmayarak, içten coşan duyguları, gönülleri yakan bir tutsak gibi yaşayan bir milletin dramıdır, bir millet uzun yıllar bu topraklarda sahipsiz, kimsesiz kalarak, önemli etkili sinesi, bağrı, milli duygusu yakılan ürünler sayılarak olayların içinden doğarak, dedelerini bırakmış oldukları verilerdir günümüzde kadar hiç susmayan sesleridir.
 
Kerkük'ü söyleten dertler acılar türkülere, hoyratlara yansıtarak, kendi toprağında yaşamış olduğu gariplik yabancılık duyarak, Türk kimliğini unutmadan tek umudu arzusu kendi yerinde, toprağında yavruları ile özgür yaşamak isteyerek, tüm tarihsel, milli haklarına kavuşmasıyla, bu demokrasi uygarlık insani haklardan yoksun kalmayarak, yaşamın güzelliğini tüm insanlar, topluluklar gibi duymayı arzulamaktadır. Kerkük türkülerine, hoyrat, şiirlerine baktıksa yaşadığı tüm olayları acıları dile getirmiştir, baskıları, işkence dertlerini, umut, istek ve arzularını açıkça şiir dilinde belli etmiştir. 
Kerkük Irak Türklerinin özel, iki, birkaç anlam taşmakta olan edebiyatımızı zenginleştiren cinaslı hoyratları yıllar boyunca kültürümüzün aydın çağına damgasını vurmuştur.
 
 Ortadoğu bu gün kaynamaya başlarken, her milletin kendi çıkarını hedefleyerek acımasız insanları yok etmeye çalışarak işkence yapmayı, katliamlar sergilemelerde uzman olarak gözümüzü bağlayarak, gönlümüzü yıkarak, duygumuzu gömerek umutlarımızı yok ederek, sömürgeciler gibi varlığımızı emerek bizleri hiç saymaya uğraşmaktadırlar.    Topraklarımızdaki petrol yataklarını her akımcı, yağı düşman bizleri cezalandırmakla kendi topraklarımızdan sürmeye çalışmaktadırlar.  Tüm baskılara, acılara rağmen damarlarımızda yürekteki kan diye sevgi milli duygu coşarak, kalp atışlarımızın unutmadığı Türk milleti uğrunda kanlar, canlar, şehitler vermeye her an Irak Türkleri olarak bu tutmuş olduğunuz yoldan donmayacağız.   
 
Irak Türkleri ve Kerkük konusunda içini hoyratlarına, dörtlüklerine eski dönem ile Saddam dönemi ve Amerikan işgalinden sonra haklar verilmeden, kanlar canla adayarak, şehitler vererek haklarımız kendi çalışma, yorgunluğumuzla, her türlü işkence, acılarla yok olan, ezilen Irak Türkleri, haksızlığa uğrayarak, acılarımız feryatlarımızı hoyratlarımız, türkülerimiz yansıtıp, yansıtmaktadır.
 
Biz Türkler olarak, dünyanın neresinde olursa olsun kendi atmosferimizle hürriyetimizi elde ederek 
kendi değerlerimizi yaşamalıyız, varlığımızla dünyaya, yaşama değer sevgi, mutluluk katmalıyız şiircesine, türkülerle bakmalıyız. 
 
 
 
Saddam’ı düşürdükten sonra Amerika Irak'ı yeni bir demokrasiye sokmakla Irak Türkleri ise kabalı bulanık sonsuz bir ortamda bırakarak, Kürtlerinin baskısıyla bir hava almayı bile engellemektedirler. Kürtleri Amerika kullanarak Nüfus ve tapu kayıtlarına saldırmaya başlayarak, yakıp yandırmakla Kerkük Türklerinin kimliğini yok etmeye uğraşmışlardır.
 
Ve Kerkük’ün her yerine el koyarak 750 Kürt peşmergeler yerleştirerek, ilerlemişlerdir, bu saldırılar, baskılar. Amerika destekli Peşmerge akını Kerkük ve Irak Türklerinin topraklarını kendi toprağında kuşatmıştır.
 
Yani zulüm ve dışlama, sinsi oyunlar çizgisi günümüze kadar sürmektedir. Saddam'ın işken, acısından büyük zararlar gören Irak Türkleri şimdiki yeni oluşumdan görmektedirler. bu nedenle bugün tüm baskılara, acılara karşı Irak Türkleri yazdıkları marş, milli dava hoyratlarla, , türkü, maniler, şarkı, şiirlerle bunu yansıtarak söylemektedirler.
Dünyanın bir kuralı olarak İnsanları doğdukları topraklarını, yerlerini, kendi milletlerini sevmeleri doğal bir hak olarak dün bugünde Irak Türkleri bu nedenle yargılaşmaktadırlar. Türkler topraklarını, yurtlarını sevmeleri ve kendi yerlerinde insanca yaşamaları genel bir haklarıdır
 
 
Bu haklardan kendi dilimizle öğrenim yapmakla eskide yazılan, söylenen halk şairlerine önem vermektir, Halk edebiyatında Hoyratlarımız özel bir şiir türü olarak, cinaslı birkaç anlam taşmak üzere yalnız Irak Türkleri tarafından yazılıp söylenmektedir ve özel bir yeri vardır Kerkük hoyratları günümüzde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Erzincan, Kars, Adıyaman, Konya, Erzurum, Diyarbakır, Elâzığ, Barbut, Şanlıurfa, Azerbaycan Baku, İran Türkleri tarafından da bayatlılar diye adlanmaktadır ve 40 milyonun üstünde İran Türklerinin birçok yerinde söylenmektedir, özellikle Horasan, Erdebil, Orumya, Türkmen Sahra, Tebriz’de ve Kerkük hoyratları bugün dünyanın birçok yerlerinde yaygın olarak bir uzun havayı anmaktadır ve şiirin bir türü sayılmaktadır.
Tanınan Kerkük Hoyratlarımıza Azerbaycan’da bayatı (Bayatlılar) Türkiye’nin Şanlıurfa, Diyarbakır ve Elazığ, Erzurum, Erzincan, Van, Adana dibi illerinde (hoyrat) söylenir diğer Türk bölgelerinde ayaklı mani diye tanışır ve Orta Asya’da ise (harevat) adı siye geçmektedir,
İster Türkiye’de ister dünyanın her bir yerinde olsun Hoyratlarımız, manilerimiz, türlülerimiz söylemen yerler, topraklar  Türk’tüler tüm baskılara, korkulara karşı  Türk kalacaklardır, Bütün Türk dünyasının bir olmasına bir millet bir kültür bir edebiyatta sahip olmasına rağmen hoyratların asıl doğup geliştikleri büyüdüğü, değer, önem kazandığı ülke, yer Irak Türkleri Kerkük Türkmenelidir.
Kerkük’te yüksek ve dik bir sesle söylenen tanınan hoyratlarımız Türkiye, İran Azerbaycan ve birçok Türk dünyasında tutularak öz be öz Kerkük Irak Türklerinin kimliği olarak hoyratlarımız değişik biçimlerde birçok Türk topraklarında yazılarak söylenmektedir, genellikle cinaslı kafiye olanlar ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinde cinaslı hoyrat Kerkük’ten alınarak ve manilerimiz, kesik, Beşiri hoyratlar makama dayanarak, ayaklı mani diye bazı yerlerde söylenen bir edebiyat türüdür. Mani, maya, mayan diye hoyratlarımız büyük bir benzerliği Elazığ, Şanlıurfa, Diyarbakır, Tebriz, Baku, Güney, Kuzey Azerbaycan’da görünmektedir, Türkmen oymaklarından, boylarından olan Şanlıurfa’da, Diyarbakır, Azerbaycan, Tebriz, Horasan, Kars, Elazığ-Bingöl-Bitlis-Van, Erzincan, Erzurum, Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep  kullanılan Kerkük mani ve hoyratlarımız birçok  yörelerde de değişik biçimlerde söylenerek, (Irak Türkleri Kerkük) her bir bakımdan Hoyratın doğuşu, kimliğidir menşeidir ve böylece Hoyrat Kerküksüz olmaz, Kerkük’te Hoyratsız olmaz.
 
 
Kerkük’te ve birçok yerde Halk arasında Hoyrat söylenir bazı yörelerde ise, Hoyrat, Koyrat ve koryat denilir, Azerbaycan’da Bayatlılar söylenmekle Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğünde kaba olumsuz anlam taşıyarak ayrıca yakışıksız, çirkin, dikkatsiz, cömert, serseri, avare tutumsuz söylenir, doğru Türk oymaklarından olduklarından dolayı bu arada Şanlıurfa, Erzincan, Van, Diyarbakır, Elazığ  ve Erzurum'da bir çeşit ezgi ve halk türküleri diye Irak Türklerinin edebiyatında tanımaktadır.
 
Hoyrat, (kuruyad) sözünden geldiğini  söylenmektedirler bir başka görüşe göre Kerkük Şehri'nin bir semti olan Koryadan gelmektedir.
Hoyratlarımız çoğunluk yiğitlik, mertlik milli duygu veren, sevgi, sevgili, gurbet, keder, yas, umut, özlem, doğa, nasihat, gibi konuların kapsayarak Irak Türklerinin ve Türk Halk Edebiyatının, Türk Halk Müziğinin bir türüdür gazel, Uzun havalarımızla, türlü makamla okunmaktadır.
Hoyratların sözleri 4+3, 3+4, 5+2 veya 2+5 iç yapılanmalı 7'li hece tarzı ölçüsünde yazılmaktadır. Dört diziden oluşmaktadır, hoyratların ilk dizisi eksik hecelidir. Ve birkaç anlamlı cinas olmalıdır ve anlamlar ise farklı olmaktadır, sözcüklerden seçilir. Dört dizili hoyratlarda birinci, ikinci ve dördüncü dizeler kafiyeli, üçüncü dizeler ise serbesttir. Genellikle cinaslı olmalıdır, Cinaslı olmayan sözlerden oluşan hoyrat varsa da bunlar makbul sayılmaz.
 
ATATÜRK, İÇİN YAZILMIŞ HOYRATLAR
Hoyrat , Türkçenin zenginliğini gösteren  değerli ürünlerdir..Hoyratların Irak Türkleri  her zaman Türk büyüklerine  Ulu önder Atatürk için saygı sevgileri iç duyguları artarak, çok sayıda şiirler hoyratlar yazmışlardır Anonimleşmiş olan bu hoyratlar dillerimizde her zaman canlanarak coşmaktadır
At Emdi
Koyun sütün, At, emdi
Musul’a Sahip Çıkan
Atatürk tek, Atamdı
----------
Ata, Beni
Gel bindir, ata, beni
Türk milletim severim
Öğretti Atam beni
------------------
Ata siz
Gelin binin, ata, siz
Türkiye kurucusu
Türkler, olmaz, Atasız
-----------------
Halk şiirlerinden örnekler
 
1-Tevkif yolunda Türkmen
Gece yatmış kalğ (kalk) dediler
Karşı yana bağ (bak) dediler
Mindirdiler (bindirdiler) cebe meni
Gören dostlar ağ dediler (ah)
--------------
Aman zalim vurma meni
Kollarımdan burma meni 
Ezelinden kederliyim
Dost öğünde kırma meni
-----------
Cebe bastılar meni 
İpten astılar meni
Ağaçtan vura, vura
Dilden kestiler meni 
------------
Kimse derdim sora bilmez
Hiçbir ehlim göre bilmez
Yağlığ (yağlık cep de elim bağlı
Gözyaşlarım sile bilmez
----------------
2- 1959 Temmuz günü
Nene (ana) bayram olmadı
Bakım babam gelmedi 
Menimçin zubun çeket ( Irak Türk milli kıyafeti) 
Babam nişin almadı
Nene babam gelmedi 
Menim sabrım kalmadı 
--------------
Gün battı gece oldu
Bilmirem nece oldu 
Dünya gözüm öğünde
Renk , renk alaca oldu
Nene babam gelmedi 
Menim sabrım kalmadı 
------------
Nede neden ağlısan(ağlısın) 
Kapıları bağlısan
Nişin Türkmen kesiller
Uşakları(çocukları) salkısan
Nene babam gelmedi 
Menim sabrım kalmadı 
---------------
Gene nenem yığladı (ağladı)
Ciğerimi dağladı
Balam Türkmen kesiller
Meni evde sakladı
Nene babam gelmedi 
Menim sabrım kalmadı 
----------------
Nene yığlar (ağlar) kız yığlar
Oğlan yığlar yüz yığlar
Birbirin kucağlıyıp (kucaklayıp)
Dize vurar diz yığlar
Nene babam gelmedi 
Menim sabrım kalmadı
Mustafa Gökkaya 
-------------------
Çağdaş Serbest şiirlerden
GELECEĞİM
 
Varsın yol vermesin dağlar, sınırlar
Sana giden yolları ateşler ayırsa
Sel, sel uzansa uçurumlar
Ormanlar yeşil, yeşil çevremi bağlasa
Hışım, hışım
Dağınık saçlarıma dolaşsa rüzgar
Yaban kuşlar etrafımı kuşatsa
Katar, katar
El ele verse yıldızlar
Bulutlar şimşek, şimşek ayırsa
Yılmayacağım
Ve bir gün
Gözlerinde unuttuğum gözlerimi
Almaya geleceğim.
Nesrin ERBİL
------------------------
Kerkük
 
Kerkük, yeniden
Göz açacak acuna.
Işık, aydınlık verecek
Umutlar, canlanacak
ışıklarla.
Kerkük, yaralarımdan
doğacak.
Gözlerimde büyüyecek.
İç duygularımı aşmakla!!
Ölümü, ateş kıvılcımları
arasından içmekteyim.
Güneş ışınlarını yayarak!!
Artık yaşam,
yeni bir çağa doğru..
yollarını açar.
Yaralarım da!!
gülümsemeye başlar
tan doğuşuna.
Kerkük doğacak
yeni bir günü
karşılamaya.
Ama ben!!
kendi tutukluluğumdan
kurtulmayacağım
Ne kadar Kerküğümde!!
İsteklerim olmazsa.
-------------
İçimizde  olanlar
Yeni açan gülün,
kokusu yayılmış
tüm yönlere.
Yer yüzü üstünde..
bir sınır bulamaz!!
bizleri aşmaya.
 
İç duygumuz büyüyecek
Süslenip rengi..
acunu kapsayacak.
Artık güneşin
doğduğu an!!
tekrar yaşayacak
ve yeniden süslenecek
içimizde olanlar.
Ümit Köprülü
--------------------
Çağrı / Irak çok mu ırak...
 
Oğuzam
Türk menem…
Bayatlardan Türkmenem…
Damarlarındaki asil kan
Aslına çektiğin ırk menem…
Yaprağın asılı dallar
Gövdeni taşıyan kök menem…
Yolunu gözleyen yar
Aşkınla çarpan ürek menem…
Can içre canan bilmişem gavim gardaş, nerdesen…
 
Yedi koldan
Yirmidört boydan gelmişem Orta Asyadan…
Yayından fırlayan ok
Huduttan hududa atılan mızrak
Deli havalar soluyan kısrak gibi esmişem…
Az gitmişem, uz gitmişem
Dere tepe düz gitmişem…
Kuş uçmaz kervan geçmez dağları
Göçebe adımlarla gezmişem…
Irağı yakın, yurdumu Irak eylemişem…
Tırnaklarımla oymuşam tortu kayaları
Kıraç toprakları gözyaşlarımla sulak etmişem…
Kızgın tohumlar serpmişem
Emek vermişem
Aşa getirmişem…
Türk illerine haber salmışam gavim gardaş, nerdesen…
Ali Yaşar
---------------------
 
Divan Aruz Tarzında
Beni candan usandırdı
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı 
Felekler yandı âhımdan murâdım şem´i yanmaz mı
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı 
 
Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım 
Uyadır halkı efgânım gara bahtım uyanmaz mı 
 
Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su 
Habîbim fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı 
 
Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan 
 
Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen 
Desem ol bî-vefâ bilmen inanır mı inanmaz mı 
 
Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil 
Bana ta´n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı 
 
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır 
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı
Fuzuli
------------------
Kerkük Türkülerinden
 
 
1-Altun Hızmav Mülayim
 
Altun Hızmav Mülayim
Seni Hak'tan Dileyim
Yaz Günü Temmuzda
Sen Terle Ben Sileyim
Gün Gördüm, Günler Gördüm
Seni Gördüm Şad'oldum
---------------------
Altun Hızmav İncidi
Gömleği Narincidi
Menim Lal Olmuş Dilim
Ne Dedi Yar İncidi
Gün Gördüm, Günler Gördüm
Seni Gördüm Şad'oldum
-----------------
 
Altun Hızmav Tomağa
Yanaşıp Al Yanağa
Güzel Gel Görüşelim
Men Giderem Irağa
Gün Gördüm, Günler Gördüm
Seni Gördüm Şad'oldum
----------------
Altın hızmav Arabi
Lebleriv gül şarabı
Uzağ yoldan gelipsen
Kuvvat olsun Çelebi
 
Gün gördüm günler gördüm
Seni gördüm şad oldum
-----------------
2-de Dede Can Dede
Yetimem Vurulmuşam
Ben Cigerden Yanmışam
Gözüm Onun Çün Ağlar
Çünkü Yetim Kalmışam
---------------
 
Dede Dede Can Dede
Tesbihi Mercan Dede
Yerim Sal Yastığım Koy
O Dı Geldim Men Dede
-----------------
 
Yetimler Yavaş Olı
Koynu Dolu Taş Olı
Degme Yetim Göynüne
Düşer Hurdahaş Olı
--------------
Dede Dede Can Dede
Tesbihi Mercan Dede
Yerim Sal Yastığım Koy
O Dı Geldim Men Dede
----------------
Yetimin Sesi Gelmez
Yığlar Nefesi Gelmez
Baş Yastıkta Göz Yolda
Bekler Kimsesi Gelmez
----------------
 
Dede Dede Can Dede
Tesbihi Mercan Dede
Yerim Sal Yastığım Koy
O Dı Geldim Men Dede
--------------------
Hece tarzından Şiirler
Solsun da bütün güller, ezilsin de çiçekler
Solmaz emelim hâlâ gönül bir günü bekler.
Geçmiş gecemiz işte şafak bizce yakındır
Doğdu ise güneş cümle kederler geçecekler.
Hasan Görem
----------------
Iraklıyız Kerkük şehri ilimiz
Müslümanız Türkmence’dir dilimiz
Başkasına vermeyiz biz bu yurdu
Coşar altın bulağımız yurdumuz
Mehmet İzzet Hattat
----------------
Açıl dilim açıl dilim
Okumaya açıl dilim
Yurda düşman olanlara
Ateş olup saçıl dilim
Felekoğlu
---------------
Yaşar Kerkük gönlümde
Hiç görmedim baharı, bu özlemli ömrümde
Kerkük’ümün her yeri, yaşar hüznü gönlümde
Senden başka sevemem, tek sen varsın gözümde
Kerkük’ümün her yeri, yaşar benim gönlümde
¨ ¨ ¨
Bu Kerkük’ün sevdası, Türk duyguyla kalacak
Baba gür, gür ateşi, hiç sönmeden gülecek
Binlerce Türkmenleri, Kerkük için ölecek
Kerkük’üm taş toprağın, yaşar dertli gönlümde
¨ ¨ ¨
Yıllardı içimizden, bu gam hasret gitmiyor
Kerkük büyük aşkınla, gözyaşları dinmiyor
Senden ayrı kaldıkça, acı günler bitmiyor
Mas mavi al bayrağın, Kerkük yaşar göğümde
Sadun KÖPRÜLÜ
 
----------------------
 
 
 
Cinaslı Kerkük Hoyratlarından 
 
 
 
Oyar gözün
Kim görmüş o yar gözün
Aslan gücünden düşse
Karınca oyar gözün
-----------------
 
Boğazlar
 
Kasap Koyun, Boğazlar
 
Tanrım yer dağıdanda
 
Türk’e düştü, Boğazlar
 
----------------
Yarasızlar
İçimde yara sızlar.
Kerkük senin derdinden
Anlamaz yarasızlar.
---------------
Oyarım
Bütün değil o yarım.
Türk'e yan bakanların
Gözlerini oyarım!
-----------------
 
Sürmeli
Ceyran gözler sürmeli
Satılmış hainleri
Kerkük’ümden sürmeli
----------------
Sandıklarım
Açılsın sandıklarım
düşmandan kötü çıktı 
Dost diye sandıklarım!
-----------------
Yâd elinde
Öt bülbül, yâd, elinde
Bir diyar mezar olsun
Kalmasın, yâd elinde
-----------------
Yordu  Kerkük
Gam beni yordu Kerkük
Babamdan kalma miras
Dedemin yurdu Kerkük
-----------------
Harput’ta (Elazığ) söylenen Mani ve Hoyratları
Alma yanı, alma yanı
Kızarmış alma yanı
Nasıl kabre koyarlar
Muradın almayanı
---------------
Böyle bağlar
Yar başın böyle bağlar
Gül açmaz bülbül ötmez
Yıkılsın böyle bağlar
----------------
Güne düştüm
Gölgeden güne düştüm
Felek gözün kör olsun
Dediğin güne düştüm
---------------
Suçu benden
Su çıkar su çimenden
Mevlam suçumdan geçmiş
Kim sorar suçu benden
--------------
Yarım yarım
Doldur ver yarım yarım
Çıkam dağlar başına
Çağıram yarım yarım
------------
Harput’ta (Elazığ) Maniler
Ağlama naçar ağlama
Gündür geçer ağlama
Bu gapıyı kapayan
Bir gün açar ağlama
--------------
Bülbüller dügün eyler
Bilmem ki ne gün eyler
Ben feleğe neyledim
Bana büldüğün eyler
---------------
Çayır uzun biçilmez
Su bulanık geçilmez
Bana derler yardan geç
Yar şirindir geçilmez
----------------
Kebabı köz öldürür
Ataşı su söndürür
Yigidi kılıç kesmez
Bir kötü söz öldürür
------------------
Oku yara, oku yara
Yaz derdim oku yara
Sinemde yer kalmadı
Meğer ok oku yara
---------------
Güne düştüm, güne düştüm
Gölgeden güne düştüm
Felek! Gözün kör olsun
Dediğin, güne düştüm.
--------------
Derde kerim, derde kerim
Gam derer, derd ekerim
Yas tutma deli gönlüm
Mevla her derde kerim
-----------
Düşte gör, düşte gör
Hayalde gör, düşte gör
Dostun kim, düşmanın kim?
Hele bir kez düşte gör
-----------
 
Şanlıurfa Hoyratları, Manileri
 
 
 
Kuşbaşı var 
Ciğer var kuşbaşı var 
Yadlara üz mı verir 
Dostı var oynaşı var
 
---------
 
Ne mavidir 
Kız göziy ne mavidir 
Avudırsay sen avut 
El benim nem avudır
 
--------
 
Bı demde 
Yaram sızlar bı demde 
Mevlam bizi affeyle 
Ahır nefes son demde
 
--------
 
Sürme meni 
Çek göze sürme meni 
Bala beşikte ağliy 
Ağzına sür memeni
 
-----------
 
Sürme beni 
Çek göze sürme beni 
Kapida kul olmışam 
Nâçârım sürme beni
 
-----------
 
Yara yerı 
Sağalmaz yara yerı 
El getti menzil aldı 
Ben derem yara yerı
 
----------
 
Kalemı kaşta kodiy 
Gozımı yaşta kodiy 
Sen başiy alıp gettiy 
Beni ataşta kodiy
 
----------
 
Koyınlar kuzliyanda 
Yaralar sızliyanda 
Ben seni nerde bulım 
Göynım arzuliyanda
 
-----------
 
Yaz yolla 
Bahar yolla yaz yolla 
Çiğ köfte hamur oldı 
Kardaş bize duz yolla
 
----------
 
Suyı tasla aşladım 
Dövmelere başladım 
Kapıdan sesi geldı 
Tıtremağa başladım
 
----------
 
Aya damlar 
Yaldızlar aya damlar 
Seher üzını açtı 
Sebbehtir ay adamlar
 
-----------
 
Al alma dörd olaydı 
Yiyene derd olaydı 
Bı almanın sehebi 
Sözine merd olaydı
 
----------
 
Kulıyam 
Kurbanıyam kulıyam 
Mevlam kulım demezse 
Ya ben kimin kulıyam
 
-----------
 
Bala ben 
Düştim haldan hala ben 
Çöp yığdım yuva yaptım 
Uçurmadım bala ben
 
-----------
 
Bahçada yeşil hiyar 
Boyı boyıma uyar 
Ben dedim gizli sevim 
El arıftır tez duyar
 
----------
 
Urfa’da inci tutar 
Dolanır genci tutar 
Bi can bi canı sevse 
Alemi sancı tutar
 
------------
 
Kınıfır ezenım yoh 
Taslara süzenim yoh 
Yıhılsın babam evi 
İçinde gezenım yoh
 
----------
 
Beyaz ağıl balıyam 
Kardaş ben Urfalıyam 
Canım çıhsa vazgeçmem 
O yara sevdalıyam
------------
Diyarbakır Hoyratları Manileri
 
dolandı gün 
döndü gün dolandı gün 
men sene daldalandım 
sene de dolandı gün 
---------------
yüz aya değer 
hüsniv yüz aya değer 
ay var bir güne değmez 
gün var yüz aya değer 
----------------
Elma attım denize
Geliyor yüze yüze
Akören’nin kızları
İki bin iki yüze
-------------
Karanfil ekemedim
Suyunu dökemedim 
Yarim askere gitti 
Elini öpemedim 
--------------
 
 
Kars Hoyratlarından
Sarayım
Yıktı gönül sarayım
Bergüzarın istemem
Seni bir yol sarayım.
-----------
Dile yar
Gör bir âfet dile yâr
Ben sana vurulmuşum
Ne istersen dile yâr
Öldür beni yaşatma
Verme beni dile yar
--------
Erzincan Hoyrat manilerinden
Dağlar ağardı kardan
Haber gelmedi yardan
Ya gel, ya mektup gönder
Kurtar beni bu dardan.
-----------
İçerden yar içerden
Kes bağrım yar içerden
Gözüm kapında kaldı
Çıkmıyor yar içerden
---------
Dil meze, gerdan meze
Dil değil dudak meze
Bilmedim gönül verdim,
 Kadir kıymet bilmeze.
a benim bahtı yarim 
gönlümün tahtı yarim 
yüzünde göz izi var 
sana kim bahtı yarim
---------------
Azerbaycan Hoyratlarından (Bayatlılar)
 
Azizim Zaman kalı
Dün gider zaman kalı
Yıkılı yüce dağlar
Tozu bir zaman kalı
----------------
Azizim kozu kurban
Koç kurban kozu kurban
Merdin bir tüyünü
Namardin yüzü kurban
----------------
Azizim Karın Çalar
Kalp oynar, Karın çalar
Bir yanım Kurt, koş yedi
Bir yanım, karınçalar
-----------------
Azizim güller
Bağda Bağvan Gül eller
Bir yiğit güçsüz düşse
Selediler gülerler
-----------------
Cinassız Hoyratlar Dörtlükler
Ezizim üzüm gara,
Bağımda üzüm gara,
Yar yanına giderim,
Elim boş, üzüm gara
-----------------------
Eziziyim, ne sarı,
Ne yarala, ne sarı,
Gamdan bir ev tikmişim,
Derd kaderdir hasarı...
-------------
 
Azizim arabadı
Goy gelsin arabadı
Dünenki cennet seher
Bah bugün harabadı
 
 
--------------------
 
Bayatılar(Maniler)
 
 
 
Sürü biyana gelsin
 
Yesin biyana gelsin
 
Deyin o vefasıza
 
Dönsün bu yana gelsin
 
---------------
 
Eyvanım hesir menim
 
Üreyim esir menim
 
Toyumu tez eyleyin
 
Yarım telesir menim
 
----------------
 
Palazda narıncı var
 
Abı var narıncı var
 
Hardasan ay nainsaf
 
Dalınca zarıncı var
 
-----------------
 
Sehere yol eyledim
 
Kağızı bol eyledim
 
Yuhusuz gecelerde
 
Göz yaşım bol eyledim
 
--------------
 
Şirvan'ın dağlarıynan
 
Meyveli bağlarıynan
 
Senin gurbanın olum
 
Yanımın ağlarıynan
 
--------------
 
Bağımdı obamız
 
Dovğaçıdı babamız
 
Yara gurban oleydi
 
Bizim ceddi abamız
 
-------------------
 
Ay! Dağlarım, dağlarım,
 
Sana gönül bağlarım.
 
Gelmezsen güzel yârim,
 
Gece gündüz ağlarım.
 
--------------------
 
Ay! Naralı naralı,
 
Yakın değil aralı,
 
Aşk ateşi yamandır,
 
Kalbinden de yaralı,
 
------------------
 
Ay! Hayâlı, hayâlı,
 
Edeplidir, hayâlı,
 
Yüzü nurlar saçıyor.
 
Kalbi rabbe dayalı,
 
---------------
 
Ay! Saralı, saralı,
 
Yedi dağın maralı,
 
Gözlerim seni bekler,
 
Kollarımda saralı,
 
-------------
 
Ay! Zaralı, Zaralı,
 
Gidek yâre varalı,
 
Yâri bulamayınca,
 
Olduk canım karalı,
 
 
 
Bilmem sen haralısen
Diyisen (söylersen) yaralısen
Gözlerden yaş ağırı  
Gök girip karalısen
-----------------
Kerkük ile ilgili Dörtlükler
Kerkük’üm yaralıyım 
Gök girip karalıyım
Gözlere tikan (diken) oldum
Men çünkü yaralıyım
------------------
Kerkük’üm karalıyem
Ciğerden yaralıyem
El diyer bizim Kerkük
Bilmem men haralıyem
-----------------
Kerkük’üm nice Kerkük
Düşüptü saça Kerkük
Allah’tan imdat diler 
Her gün her gece Kerkük
-----------------
Kerkük Kalalı Kerkük
Başı belalı Kerkük
Şahrban narı kimin
Sığıp  El eli Kerkük
-------------------
Kerkük’ün yanar dağı
Boynunda siyah bağı
Her gün her gece geli
Hastalar sorar sağı
-----------------
Kerkük’ün harasına
Oh değdi yarasına
Ağtarı (aktarı) tabip tapmaz
Derdinin çaresine
------------------
 
Kerkük'üm yada seni
Salaram yâda seni
Bu ruh bu canda varken
Vermerem yada seni
-------------
 Kerkük'üm mahmur Kerkük
Tarihte meşhur Kerkük
Barını yadlar yiri (yiyor)
Bağvanı mağdur Kerkük
 
----------------
Mezarda taşkoymuşam
Göz üstü taşkoymuşam
Türkten ayrılan günden
Gözlerde yaşkoymuşam
Milletle toprak için
Kerkük’e başkoymuşam
 
  Bu site kuruldugu gunden beri 7. 89730 ziyaretçi kişi burda oldu!!!  



More Cool Stuff At POQbum.com

Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
Online Visitor
sitene sayaç ekle-10
  Kopuq Kerkuk®
günstige Internetanbieter

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol